together we stand, divided we fall...

19 Mart 2014 Çarşamba

Umut



Bir kadın... Birlikteydim onunla. Güldüğü zaman dünyam şaşardı. Gözlerinde kaybolmak isterdim. Yolunu kaybetmiş, rotası şaşmış bir tekneyle, okyanusa açılmak gibiydi sanki. Çılgınca.

Kısa sürdü birlikteliğimiz. Bitmesi hiç istenmeyen bir rüya gibiydi. Yani, sonunun geldiğini göremedim, sadece "oldu". Bitti, işte o an tekne battı, okyanusta kayboldum. Üşümüş, titrek, savunmasız bir halde buldum kendimi. Sakin, sessiz bir gecede, aniden peydahlanan bir fırtınaya kapılmak gibiydi.

İşte o an ölmeyi istedim. Çırpınmaya ne gücüm vardı, ne de direnmeye halim. Boğuşmayı reddettim. O yeşil, gülen gözler olmadan anlamı var mıydı ki direnmenin? Ta ki...

Bir romantik komedi filminde, mutlu sona takribi kırk beş kala, ağır drama yüklü sahnenin baş aktörü olmuştum. Sahne kapandı, film devam etmekte. Mutlu sona ulaşmayı bekliyorum hala, umutla, okyanusun ortasında çırpınarak. Elbet gelecek o sahne, gülen yeşil gözleri dindirecek fırtınayı, okyanus  kucaklayacak bedenimi.

Sadece umut. O son sahne geldiğinde, ayakta kalabilmek için. Belki bugün değil, ama yarın için...


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder