together we stand, divided we fall...

19 Nisan 2010 Pazartesi

Kukla



Tüketim toplumlarını yansıtan bir ayna gibidir ambalaj. Ne kadar basitleştikçe, "tüketip kenara atılmaya" ne kadar müsaitleştikçe o kadar kukla oluyoruz, büyük ellerin iplerinde. Değeri azaldıkça olguların, ondan vazgeçmek de o derece kolay oluyor. Eskisi gidip yenisi geliyor, maddi ve manevi ambalajların arasında. Sistem bunu gerektiriyor, insanları tabiri caizse çaktırmadan yönlendiriyor, aynılaştırıyor. Aynı bir çocuğa şeker verir gibi, renkli fakat kandırmaya müsait, acıtmadan fakat etkili.
Duygusallığa ve romantizme yer yok bu dünyada, sadece yararcılık var, ambalajın diğerlerinden farklı şeyler anlatıyorsa, çarkı bozuyorsun, hemen eliyorlar ve sindiriyorlar seni.

Not: Bu yazı, Türkçe 102 dersinde okutmanın isteğiyle 5-10 dakikada yazılmıştır. Konu ambalajdı. Ben de noktasına virgülüne dokunmadan, anlatım bozukluklarını kontrol etmeden buraya aktardım, değişik bir tecrübe olsun istedim. Sürç-i lisan ettiysek affola, kendinize iyi bakın.